21 Temmuz 2012 Cumartesi

3 sezony v pekle (cehennemde 3 mevsim)

"cehennemde 3 mevsim" (2009) 



Çekoslavakya' da 1948 yılında sovyet yönlendirmeleli olarak ordunun yönetime el koyması, 
20 yaşında kendini marksist olarak adlandıran bir şair olan ivan heinz in hayata bakışını değiştirmektedir. 

filmi izleyeileceğiniz link : 


ivan heinz "Prag denen kalede" sıkışmış durumdadır ve elinden sadece komunizme poleterya diktatörlüğüne lanet olsun diye şiir yamaktan başka bir şey gelmekmektedir. babasının ve sevgilisinin mal varlıklarına ve evlerine el koyunlmuştur. sosyalist rejimde tek başına yaşamak büyük bir lüksttür. evlerine yabancı aileler yerleştirilir. Heinz asekerden kaçmak için deli takliti yapar ve sürreel bir eylem imza atar. bir restoran ortasında soyunmaya ve bağırarak şiir okumaya başlar. görüldüğü gibi iki kutuplu dünyad sürreel eylemlerin belli bir amacı vardır sadece deli takliti yapmak sanatı özgür kılmak amaçlı değil sisteme karşı dile getirilen bir tepkidir. 

ivan heinz prag tan kaçmak için kaçak mal taşımaya başlar. yeterli parayı biriktirirse sevgilsiyle beraber paris' e kaçacaklardır. ama akılların dan çıkmayan en büyük olgu Rembaud' un köprü altında aç bir şekilde ölmesidir.

american violet

amerikan menekşesi (2008) 


gerçek bir hikayeden alınmış olan film ülkemizde de benzer uygulamaları olan yargıyı ve mahkemeleri yeninden sorgulama fırsatı veriyor. 

http://www.imdb.com/title/tt1152397/ 

amerikada siyah bir başkan olmasına rağmen mehkemelerin tutumunu eleştiren bir film. sahip olunan yargılama sistemlerini ve göz altıları itiraf sözleşmelerini düşünmeniz sorgulamamız için iyi bir fırsat. 

dee, uyuşturucu satıcısı olduğu düşünülerek göz altına alınan 4 çocuk annesi bir kadın. suçunu itiraf ederse düşük bir ücretle çocuklarının yanına dönebilecektir. ancak sosyal yardımlardan muhaf kalacak ve bir sabıkalı olarak asla iş bulamayacaktır. dee nin bu ikilemi filmi izlerken yargılama organlarının işleyişini sorgulamamıza neden oluyor. yani yanlış zaman da yanlış yerde olursak ve göz altına alınırsak yargı kayıtsız kalmayarak muhakkak bizi bir şekilde adlandıracaktır. 

vahşi batı filmlerindeki gibi mahkum elbiseli giyen bu insanlar küçük hücreler 4-5 kişi kalmaktalar ve tuvaletleri herkesin gözü önünde .... 

filmi izleyebileceğiniz link : 

http://direkizle.net/amerikan-meneksesi-izle.html?postTabs=1

in darkness

agnieszka holland ın 2. dünya savaiı sırasında kanalizasyonda yaşayan ve onlara yardım eden polonyalı bir kanalizasyocunun hikayesini anlattığı filmi. 

kanalizasyoncu yahudileri polonya polisine ihbar etip ödül parasını almakta kararsızdır. çünkü eşinin söylediğine göre meryem ve havariler hatta isa bile yahudidir. 


http://www.imdb.com/title/tt1417075/ 


filmi izleyevileceğiniz link : 

http://www.evrenselfilm.com/kategori/klasik-film/page/3 

bad ass

"olum bak git" videolarının amerikan paronoyasıyla birleşmesi sonucu çıkmış eğlenceli bir film. 

frank vega bir vietnam gazisidir fakat ülkesinde döndüğünde hot dog satmaktan başka bir iş bulamamış bir kaybedendir. bir gün otobüste seyahet ederken ırkçı iki iri yarı adamı tekme tokat döver ve internete düşen videosu sayesinde tüm ülke çapında tanınır. estetik ve mantık aramadan eğleneceğinz bir film olabilir 

filmi izleyebileceğinz link: 

http://www.evrenselfilm.com/bad-ass-izle.html 

ilginç film isimleri

* fevkalade adamların karşılaşması / meetings with remarkable men (1979) - peter brooks 

* arkadaşımın evi nerede? / khane-ye doust kodjast? (1987) - abbas kiarostami 

* kaplumbağalar da uçar / lakposhtha parvaz mikonand (2004) - bahman ghobadi 

* kimsenin İran kedilerinden haberi yok / kasi az gorbehaye irani khabar nadareh (2009) - bahman ghobadi 

* sarhoş atlar zamanı / zamani barayé masti asbha (2000) - bahman ghobadi 

* yüzü olmayan gözler / les yeux sans visage (1960) - georges franju 

tawk al hamama al mafkoud / güvercinin kaybolan gerdanlığı - nacer khemir 

ghost dog: the way of the samurai / hayalet köpek: samurayın yolu - jim jarmusch 

(bkz: everyone says i love you) (1996) director: woody allen 

(bkz: every thing you always wanted to know about sex ) (1972) director: woody allen 

tam ismi "every thing you always wanted to know about sex * but were afraid to ask"  


http://www.sinegoz.com/

the horsemen

horsemen (2009) 


director: jonas akerlund 
writer: dave callaham 
stars: dennis quaid, ziyi zhang and lou taylor pucci | see full cast and crew 

ad denilen adam "man called horse" diye çok sevdiğim bir film vardır. ama bu filmi izlediğimde aklıma sovyet yapımı come and see daha çok takıldı. demek ki yönetmen elem klimov, savaşı kıyamet alameti olarak görüyormuş. aslında denis qauid in oynadığı filminden geri ye birtek bu kaldı aklımda. ama yinede hristiyan mitolojisi kaynaklı (ki en unutulmazı seven dır) komplo, gerilim, polisiye filmleri sevenler için eğlenceli bir çerez olabilir. 

yotube ta tek link halinde bulunabilir film. ne gariptir ki "at denilen adam" filminde de kancalarla kendilerini asarak erkeklik imtihanı veren bir kızıl derili kabilesi vardı.... acaba orada da mı bu ayete vurgu yapılıyordu. gerçi bu torensel kancayla kendini ama eski dinsel ritüellere dayanıyormuş.... 

anonymous shakespeare

anonymous "anonim" 

director: roland emmerich 
writer: john orloff 
stars: rhys ifans, vanessa redgrave and david thewlis | see full cast and crew 

was shakespeare a fraud ? (shakespeare dolandırıcı mıydı?) sorusunu afişine taşımış bir film. filmin en önemli tezlerinden biri tarihi shakespeare karakterinin bir yazar olmasına rağmen günümüze kadar gelmiş bir el yazısı örneğinin olmaması. Ölümün ardında ailesine bir kitap bile bırakmaması, hayatının son dönemini doğduğu topraklarda tohum ticareti yaparak sürdürmesi de bu tezi destekleyen alıntılar. 

film yine shakespeareyen bir tavırla ensest olgusunu işlemektedir. kraliçenin gayri meşru oğlu olan oxford kontuyla birlikte olması ve çocuklarının tahta aday olması çok incelikle ve İngiltere tarihine yedirilerek anlatılmaktadır. 

taras bulba

taras bulba (1962) 
director: j. lee thompson 
writers: waldo salt (screenplay), karl tunberg (screenplay), 

stars: tony curtis, yul brynner and sam wanamaker 

tolstoy' un unutulmaz eseri yul brynner' ın sahsiyetinde ölümsüzleşiyor. kazaklar isminde de bir yapıtı vardır kendisinin. film osmanlıakınlarını defeden kazak saldırısıyla başlıyor.hemen akabinde ise osmanlı püskürtüldükten sonra, aynı cephede Çar için savaşan polonyalı subaylar tarafından kazak birlikleri top ateşiyle dağıtılıyor. kazak toprakları polonya işgalinde ve zaporoşti (kazak kardeşliği) bu işgal için en büyük tehlike. 

tony curtis ise bizans kızına aşık olan malkoçoğlu gibi polonyalı bir kıza aşıktır ve bu yüzden babası taras bulba tarafından öldürülür. don kazakları yüzyıllarca çarın en sadık hizmetçileri ve özel korumaları olmuşlardır. ancak kendi topraklarına sahip olamamışlar. 

ichimei

Hara-Kiri: Death of a Samurai 


takashi miikeın filmi japonların seppuku dedikleri bizim daha çok hara-kiri olarak bildiğimiz samurayların 
onur mücadelesine odaklanmış. batılı medeniyetler ve kitabi dinler tarafından kesinlikle yasaklanan intihar olgusuyla japon kültürünün anlaşılması çok zordur. 70 li yılların mini dizisi ve unutulmaz toshiro mifune nin baş rolünü oynadığı shogun bu kültür şokunu işlemektedir. bağışlayıcılığı sonsuz olan tanrı intihar eden kullarını asla affetmez ama japonlar 2. dünya savaşı dahil günümüzde bile kültürlerini 
muhafaza etmişlerdir. ki hristiyanlıkla tanışmaları 16. yy da olmuştur. (bkz: shogun


miike' ın filmde, kendisinin öncüsü olan Kurosawa dan farklı olarak, intikam anlayışı samurayların kendilerini sorgulamaları neden olan tahta kılıç imgesidir. babadan oğula geçen ve Japon toplumunda bir sınıf olarak yer alan samuraylar için kılıç her şeyden önemlidir. ve saç bağları onların simgesidir. filmde ki baba figürü kôji yakusho bu kılıç ve saç bağı olayıyla samurayları öldürmeden yaralamaktadır. 


sahipsiz samuraylar. roninler. yoksulluk için de hayatlarına devam ederler. köylüler gibi tarımla uğraşamazlar. kimisinin yojimbo' da olduğu gibi fırsatçı olmaları görülebilir. ama onurlu olan samuraylar münzevi bir hayatı tercih ederler. tasogare seibei gibi fakir olan düşük seviyedeki samuraylar da var. filmdeki samuray şemsiye yaparak geçimini sağlıyor. japonların sürekli kendilerini birileri izliyormuş gibi yalnızken bile saygıyla oturduklarını, yemek yerken iki ellerini kullanmalarını,birbirleriyle konuşurken karşısındakiyle kendilerini küçük göstermek için yarışa girmelerini yine hayranlıkla izliyoruz. 

kick-ass

kick-ass absürt ve artık neredeyse bir tür haline gelen, sıradan insanların süper kahraman olma hevesini anlatan bir film. örneğin paul giamatti' nin oynadığı (bkz: american splendor) (2003) "görkemli hayatım" kick ass ' de tıpkı bad ass gibi youtube tan kamuoyu oluşturan bir "web" kahraman. filmde kill bill e de selam durulmuş. gerçekten de bir çok çocuk ve yetişkinin hayalini kurduğu kötülerle savaşma idealini gerçekleştirmeye çalışan insanlar bir avuç insan tıpkı south park cartman gibi amerikan comic book kültürü hollywood' u yeterince beslemektedir. ama nedense bu kültürün takipçileri inek olarak resmedilmekte: 


(bkz: The Big Bang Theory) leonard 

filmi izleyebileceğiniz link: 
http://www.evrenselfilm.com/kick-ass-turkce-dublaj-izle.html 





religulous











bill maher' in din karşıtlarına dünyayı kurtarmak için yapış olduğu çağrı. çünkü kendisi ciddi anlamda medeniyetler çatışmasının gerçekleşmek üzere olduğu düşüncesinde. filmin afişinde from the diroctor of borat yazması beni biraz şüphelendirmişti ama film gerçekten de dinler tarihi okumasıyla önemsenmesi gereken bir noktada. üç büyük dinin aynı temel esasa dayandığını ve mitolojik öğelerin antik mısırdan, hint kültüründen ve orta doğu medeniyetlerinden, perslerden etkilendiğini söylüyor. 


krishna m.ö 1000 
* marangozdur, nehir de vaftiz edilmiştir. 
* bakire bir anneden doğmuştur. 
* öldükten sonra tekrar dirilmiştir. 

pert tanrısı mithra m.ö. 600 
* 25 Aralık ta doğmuştur. 
* öldükten 3 gün sonra tekrar canlanmıştır. 
* mucizeler gerçekleştirmiştir ve kurtarıcı yol gösterici olarak adlandırılır. 

osiris' in oğlu horus m.ö. 1280 ölüler kitabı 
* bakire anne 
* anup tarafından nehirde vaftiz. 
* çölde tek başınayken kötü ruhların ayartmaya çalışması 
* hastaları, körleri iyileştirmesi. 
* su üzerinde yürüye bilmesi. 
* isa' nın lazarus u diriltmesi gibi, asar' ı diriltmesi. 
* 12 takipçisinin olması 
* carmıha gerşlmesi ve 3 gün sonra tekrar dirilerek hayata dönmesi. 




bill maher bir din karşıtı olarak, bir araştırmaya göre amerika' da % 26 ları bulan kendini hiç bir dine yakın görmeye kesimi bir şekilde organize olmaya ve korkmamaya davet ediyor. aklımıza zeitgeist gibi projeler geldi. 

ayrıca filmde bariz bir şekilde oynamalar manipülasyonlar vardır. bill maher in roportaj yaptığı insanlar genelde onun konuşmasından sonra şaşkınlık ifadesi gösteriyorlar. bu kurgu vasıtasıyla eklenen görüntülerle yapılıyor. bütün semavi dinlerin aynı kökenden beslendikleri ve karşılıklı etkileşim içinde oldukları yadsınamaz bir gerçek. insanların duyguları ve kendilerini ait hissetme, güzel hissetme ve suçluluk duyma "ihtiyaçları" dinlersel inançları kadar bireysel duygu ve düşüncelerini de barındırır. yani insanlar hissederler ve güzelliğe ulaşırlar. hangi dine ve ya tanrıya inandıklarından daha çok kendilerini gerçekleştirebilmeleri birey olarak var olmaları önemlidir. 



filmde özellikle rayting yapabilecek marjinal dini kesimlerden de bahsedilmektedir. 

örneğin tanrının iki metre boyunda ve bir galakside yaşadığını düşünen mormonlar 

* ahmedi nejat ,le görüşen, boynunda filistin bayrağı olan ve israil devletinin meşruluğunu ve soy kırımı tanımayan bir yahudi haham. 

tom cruise gibi bir çok hollywood starının dahil olduğu düşünülen bilim kurgu ürünü gibi görülen Scientology 

* yahudilerin şabat günü çalışmamalar gerektiği için ihtiyaçlarını teknolojik cihazlarla gidermeleri için kurulan bir şirket ... 



five minutes of heaven



Savaşlar ve ölümler açısından ülkemiz kadar talihsiz olan İrlanda' yı gerçek bir hikayeden yararlanarak anlatan bir film. İrlanda'nın Munster, Connacht, Leinster ve Ulster'den oluşan dört bölgeye ayrılıyor. Ulster Genelde, Birleşik Krallık'a bağlı Kuzey İrlanda bölgesini tanımlamak için kullanılıyor. filmde niam neeson' un oynadığı Alistair Little protestan ve birleşik krallık yanlısıdır ve 17 yaşındayken bir katolik 
öldürerek kahraman olmak ister. james nesbitt ın oynadığı Joe Griffin ise abisinin öldürülüşüne tanıklık etmiş ve 33 yıl boyunca bunu aklından çıkartamamış biridir. 

film o kadar içinize işliyor ki, hem 12 yıl hapiste yatmış birinin vicdan azabını hemde abisi öldürülmüş birinin 33 yıl acı çekmesini hissediyorsunuz. burada Deney, Çöküş ve İstila gibi filmlere imza atmış usta yönetmen oliver hirschbiegel in katkısı büyük. bkz: das experiment), (bkz: der untergang), (bkz: the invasion

Joe cennetten beş dakika istiyorum diyerek abisinin katilini öldürmeyi planlamaktadır fakat bir cani olmadığı için bunu başaramaz. Alistair Little, ise vicdan azabını azaltmak için, bir barış aktivisti olarak G.Afrika, Bosna, Arnavutluk gibi dünyanın savaşı eksik olmayan coğrafyalarında görüşmelere katılır. yolu kim bilir belki türkiye' ye de düşer... 


ayrıca: 
* (bkz: liam) Director: Stephen Frears 
* (bkz: michael collins) (1996) Director: Neil Jordan 
* (bkz: dead man's shoes) Director: Shane Meadows 
* (bkz: hunger) (2008) Director: Steve McQueen 
* (bkz: the wind that shakes the barley) (2006) Director: Ken Loach 
* (bkz: bloody sunday) (2002) Director: Paul Greengrass 
* (bkz: in the name of the father) (1993) Director: Jim Sheridan 
* (bkz: angela's ashes) (1999) Director: Alan Parker 
* (bkz: the crying game) (1992) Director: Neil Jordan 

filmi izleyebileceğiniz link: 
http://www.evrenselfilm.com/?s=Olume.Bes.Kala 


ulster bayrağı: 

Archangel


Director: Jon Jones 
Stars: Daniel Craig, Konstantin Lavronenko 


(bkz: daniel craig)' in (bkz: stalin) i ve eski sovyet rejimi konu alan kitaplar yazan bir "profesör" ü canlandırdığı film, satlin' in kayıp defterlerinin bulunmasını anlatmaktatır. filmin söylemini tahmin etmek zor değil fakat kurgu anlamında da izleyene pek bir şeyler katmıyor. film ilerledikçe stalin' in bir sırrı ortaya çıkıyor. stalin' in herkesten gizlediği bir oğlu vardır ve iktidara gelmek için harekete geçmiştir. filmi daha fazla anlatmaya gerek yok gerçekten de çok tutarlı ve sürükleyici bir film değil. archangel filmde savaş meleği anlamına gelen nükleer bir bölgenin adı olarak geçiyor. 

filmi izlerken çok daha kaliteli bir yapım olan the boys from brazil geldi aklıma. 1978 yapımı olan filmde (bkz: gregory peck), (bkz: laurence olivier) ve (bkz: james mason) oynuyor. doktor mengene nazi yönetiminin en bilindik bilim adamı olarak hitlerden aldığı spermlerle ona benzer bir çocuk ordusu geliştirmeye çalışır :D bu filmde biraz komplo teorilerinin absürde yakın olanlarından ama en azından sürükleyiciliği var. 

ama filmin en büyük kozu stalin' in oğlunu oynayan vozvrashchenie "dönüş" filminden tanıdığımız konstantin lavronenko. söylemeden geçmemek lazım.




kill me please


http://www.imdb.com/title/tt1728130/ 

ötenazi yapan bir klinikte psikolojik ve fiziksel hastalıkların dolayı ölmekten başka seçenekleri kalmadığını düşünen hastaların başından geçen komik hikayeler. 

film sizi 2002 yapımı wilbur ölmek istiyor' u anımsatıyor wilbur wants to kill himself (2002) 

öyle ki karakterlerden biri çocukluğundan beri ölmek istediğini ve ilk intihar denemesini 7 yaşındayken yaptığını söylüyor :d 

*** filmden ilginç bir anektot kanadalıların yaptığı bir araştırmaya göre bir intiharın topluma bedeli 850 00o dolarmış. 

J. Edgar



filmi ilk izlediğinizde sizde yine mi fbi gizellemesi izliyorum hissi uyandırıyor ancak fbi ın kuruluşu ve nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamak için izlenmesi gerekn bir film. 

http://www.imdb.com/title/tt1616195/ 

1920' lerde komünizm avı. emma goldman' ın vatandaş olmasına rağmen sınırdışı edilmesi. ilk defa parmak izlerinden bir suçlu veri tabanının oluşturulması fbi' ın işi ve tabiki j. edgar imzasını taşıyor. 

30'larda ise büyük buhran ve gangterlere karşı fbi ın büyük başarılıarı oluyor. halk düşmanlarına (bkz: public enemy )karşı savaş veriyorlar.sinema salonlarında halkı ihbar için bilgilendiren j. edgar yuhlanırken public enemy filminde james cagney i gören izleyiciler tezahurat yapıyorlar. 

başkan roosevelt' in karısı hakkında bile dosya hazırlayarak şantaj yapan bu adam günümüzde fbi ın ulaştığı gücün kaynağını anlatmaktadır. 


medyaya kendini bir kahraman olarak gösteren j. edgar

The Pillars of The Earth



(bkz: rufus sewell)' i bu dizide kendisini hatta ailesini bir katedral yapmaya adamış bir mimar olarak görüyoruz. Rufus Sewell (bkz: dark city) nin bu unutulmaz oyuncusu neden beyaz perdeden daha çok televizyon dizilerinde görünmeyi tercih etmiştir bilmiyorum ama tekrar oyunculuğuyla bu 2010 yapımı dizide ön plana çıkmaktadır. katedrallerin inşası din sınıfı ve ingiltere tahtındaki entirikaların anlatıldığı 10 bölümlük bu dizi izlenmeli. dizide anlatılan kingsbridge katedralinin inşası ve günümüzdeki halini anlatan ve dizi hakkında detaylı bilgileri içeren bir site var : 

http://www.ken-follett.com/film/pillars_of_the_earth_gallery.html 

diziyi izleyebileceğiniz site: 

http://www.dizimag.com/the-pillars-of-the-earth
 

Cesare Deve Morire

"Sezar Ölmeli"

http://www.imdb.com/title/tt2177511/ 

paolo taviani, vittorio taviani lerin shakespeare oyununu sahneleyen bir mahkumlarınhikayesini anlattığı film, yer yer oyuncularan kendi kimliklerinden daha çok oynadıkları karakterlere bürünmeleriyle dolu. öyleki oyuncular gerçekte kim, ya da oynadıkları tarihi karakter nasıl biri ayırt etmek güç oluyor. ama gerçektende tarihi oyunları ve özelliklede shakespeare in oyunlarının günümüz dünyasına birebir uyarlanarak çekilen filmlerden daha gerçekçi bir anlatımla çekilmiş bir film. shakespeare ve onun şiirsel dilinden kaçmadan den birebir uyarlanan filmler: (bkz: titushttp://www.imdb.com/title/tt0120866/ 
: (bkz: romeo juliet ) (1996) http://www.imdb.com/title/tt0117509/ 
: (bkz: koryalanushttp://www.imdb.com/title/tt1372686/