21 Temmuz 2012 Cumartesi

religulous











bill maher' in din karşıtlarına dünyayı kurtarmak için yapış olduğu çağrı. çünkü kendisi ciddi anlamda medeniyetler çatışmasının gerçekleşmek üzere olduğu düşüncesinde. filmin afişinde from the diroctor of borat yazması beni biraz şüphelendirmişti ama film gerçekten de dinler tarihi okumasıyla önemsenmesi gereken bir noktada. üç büyük dinin aynı temel esasa dayandığını ve mitolojik öğelerin antik mısırdan, hint kültüründen ve orta doğu medeniyetlerinden, perslerden etkilendiğini söylüyor. 


krishna m.ö 1000 
* marangozdur, nehir de vaftiz edilmiştir. 
* bakire bir anneden doğmuştur. 
* öldükten sonra tekrar dirilmiştir. 

pert tanrısı mithra m.ö. 600 
* 25 Aralık ta doğmuştur. 
* öldükten 3 gün sonra tekrar canlanmıştır. 
* mucizeler gerçekleştirmiştir ve kurtarıcı yol gösterici olarak adlandırılır. 

osiris' in oğlu horus m.ö. 1280 ölüler kitabı 
* bakire anne 
* anup tarafından nehirde vaftiz. 
* çölde tek başınayken kötü ruhların ayartmaya çalışması 
* hastaları, körleri iyileştirmesi. 
* su üzerinde yürüye bilmesi. 
* isa' nın lazarus u diriltmesi gibi, asar' ı diriltmesi. 
* 12 takipçisinin olması 
* carmıha gerşlmesi ve 3 gün sonra tekrar dirilerek hayata dönmesi. 




bill maher bir din karşıtı olarak, bir araştırmaya göre amerika' da % 26 ları bulan kendini hiç bir dine yakın görmeye kesimi bir şekilde organize olmaya ve korkmamaya davet ediyor. aklımıza zeitgeist gibi projeler geldi. 

ayrıca filmde bariz bir şekilde oynamalar manipülasyonlar vardır. bill maher in roportaj yaptığı insanlar genelde onun konuşmasından sonra şaşkınlık ifadesi gösteriyorlar. bu kurgu vasıtasıyla eklenen görüntülerle yapılıyor. bütün semavi dinlerin aynı kökenden beslendikleri ve karşılıklı etkileşim içinde oldukları yadsınamaz bir gerçek. insanların duyguları ve kendilerini ait hissetme, güzel hissetme ve suçluluk duyma "ihtiyaçları" dinlersel inançları kadar bireysel duygu ve düşüncelerini de barındırır. yani insanlar hissederler ve güzelliğe ulaşırlar. hangi dine ve ya tanrıya inandıklarından daha çok kendilerini gerçekleştirebilmeleri birey olarak var olmaları önemlidir. 



filmde özellikle rayting yapabilecek marjinal dini kesimlerden de bahsedilmektedir. 

örneğin tanrının iki metre boyunda ve bir galakside yaşadığını düşünen mormonlar 

* ahmedi nejat ,le görüşen, boynunda filistin bayrağı olan ve israil devletinin meşruluğunu ve soy kırımı tanımayan bir yahudi haham. 

tom cruise gibi bir çok hollywood starının dahil olduğu düşünülen bilim kurgu ürünü gibi görülen Scientology 

* yahudilerin şabat günü çalışmamalar gerektiği için ihtiyaçlarını teknolojik cihazlarla gidermeleri için kurulan bir şirket ... 



five minutes of heaven



Savaşlar ve ölümler açısından ülkemiz kadar talihsiz olan İrlanda' yı gerçek bir hikayeden yararlanarak anlatan bir film. İrlanda'nın Munster, Connacht, Leinster ve Ulster'den oluşan dört bölgeye ayrılıyor. Ulster Genelde, Birleşik Krallık'a bağlı Kuzey İrlanda bölgesini tanımlamak için kullanılıyor. filmde niam neeson' un oynadığı Alistair Little protestan ve birleşik krallık yanlısıdır ve 17 yaşındayken bir katolik 
öldürerek kahraman olmak ister. james nesbitt ın oynadığı Joe Griffin ise abisinin öldürülüşüne tanıklık etmiş ve 33 yıl boyunca bunu aklından çıkartamamış biridir. 

film o kadar içinize işliyor ki, hem 12 yıl hapiste yatmış birinin vicdan azabını hemde abisi öldürülmüş birinin 33 yıl acı çekmesini hissediyorsunuz. burada Deney, Çöküş ve İstila gibi filmlere imza atmış usta yönetmen oliver hirschbiegel in katkısı büyük. bkz: das experiment), (bkz: der untergang), (bkz: the invasion

Joe cennetten beş dakika istiyorum diyerek abisinin katilini öldürmeyi planlamaktadır fakat bir cani olmadığı için bunu başaramaz. Alistair Little, ise vicdan azabını azaltmak için, bir barış aktivisti olarak G.Afrika, Bosna, Arnavutluk gibi dünyanın savaşı eksik olmayan coğrafyalarında görüşmelere katılır. yolu kim bilir belki türkiye' ye de düşer... 


ayrıca: 
* (bkz: liam) Director: Stephen Frears 
* (bkz: michael collins) (1996) Director: Neil Jordan 
* (bkz: dead man's shoes) Director: Shane Meadows 
* (bkz: hunger) (2008) Director: Steve McQueen 
* (bkz: the wind that shakes the barley) (2006) Director: Ken Loach 
* (bkz: bloody sunday) (2002) Director: Paul Greengrass 
* (bkz: in the name of the father) (1993) Director: Jim Sheridan 
* (bkz: angela's ashes) (1999) Director: Alan Parker 
* (bkz: the crying game) (1992) Director: Neil Jordan 

filmi izleyebileceğiniz link: 
http://www.evrenselfilm.com/?s=Olume.Bes.Kala 


ulster bayrağı: 

Archangel


Director: Jon Jones 
Stars: Daniel Craig, Konstantin Lavronenko 


(bkz: daniel craig)' in (bkz: stalin) i ve eski sovyet rejimi konu alan kitaplar yazan bir "profesör" ü canlandırdığı film, satlin' in kayıp defterlerinin bulunmasını anlatmaktatır. filmin söylemini tahmin etmek zor değil fakat kurgu anlamında da izleyene pek bir şeyler katmıyor. film ilerledikçe stalin' in bir sırrı ortaya çıkıyor. stalin' in herkesten gizlediği bir oğlu vardır ve iktidara gelmek için harekete geçmiştir. filmi daha fazla anlatmaya gerek yok gerçekten de çok tutarlı ve sürükleyici bir film değil. archangel filmde savaş meleği anlamına gelen nükleer bir bölgenin adı olarak geçiyor. 

filmi izlerken çok daha kaliteli bir yapım olan the boys from brazil geldi aklıma. 1978 yapımı olan filmde (bkz: gregory peck), (bkz: laurence olivier) ve (bkz: james mason) oynuyor. doktor mengene nazi yönetiminin en bilindik bilim adamı olarak hitlerden aldığı spermlerle ona benzer bir çocuk ordusu geliştirmeye çalışır :D bu filmde biraz komplo teorilerinin absürde yakın olanlarından ama en azından sürükleyiciliği var. 

ama filmin en büyük kozu stalin' in oğlunu oynayan vozvrashchenie "dönüş" filminden tanıdığımız konstantin lavronenko. söylemeden geçmemek lazım.




kill me please


http://www.imdb.com/title/tt1728130/ 

ötenazi yapan bir klinikte psikolojik ve fiziksel hastalıkların dolayı ölmekten başka seçenekleri kalmadığını düşünen hastaların başından geçen komik hikayeler. 

film sizi 2002 yapımı wilbur ölmek istiyor' u anımsatıyor wilbur wants to kill himself (2002) 

öyle ki karakterlerden biri çocukluğundan beri ölmek istediğini ve ilk intihar denemesini 7 yaşındayken yaptığını söylüyor :d 

*** filmden ilginç bir anektot kanadalıların yaptığı bir araştırmaya göre bir intiharın topluma bedeli 850 00o dolarmış. 

J. Edgar



filmi ilk izlediğinizde sizde yine mi fbi gizellemesi izliyorum hissi uyandırıyor ancak fbi ın kuruluşu ve nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamak için izlenmesi gerekn bir film. 

http://www.imdb.com/title/tt1616195/ 

1920' lerde komünizm avı. emma goldman' ın vatandaş olmasına rağmen sınırdışı edilmesi. ilk defa parmak izlerinden bir suçlu veri tabanının oluşturulması fbi' ın işi ve tabiki j. edgar imzasını taşıyor. 

30'larda ise büyük buhran ve gangterlere karşı fbi ın büyük başarılıarı oluyor. halk düşmanlarına (bkz: public enemy )karşı savaş veriyorlar.sinema salonlarında halkı ihbar için bilgilendiren j. edgar yuhlanırken public enemy filminde james cagney i gören izleyiciler tezahurat yapıyorlar. 

başkan roosevelt' in karısı hakkında bile dosya hazırlayarak şantaj yapan bu adam günümüzde fbi ın ulaştığı gücün kaynağını anlatmaktadır. 


medyaya kendini bir kahraman olarak gösteren j. edgar